Geçtiğimiz cumartesi (Ekim 21, 2016), yirmi terörle mücadele polisi Aksaray’da babama ait beş daireli bir apartmana, medya ekibi eşliğinde, baskın düzenledi.

Birkaç saat içinde televizyon kanalları dahil otuza yakın medya kuruluşu baskın haberini girdi. Haberi ilk olarak Doğan (DHA) ve İhlas haber ajansları servis etti. DHA ve Hürriyet, haberi ‘’Fetullah Gülen’in sağ kolunun Aksaray’daki villasına operasyon’’ başlığı ile duyurdu. Hürriyet’in haberinde, Gülen’in sağ kolu olduğum; Gülen’in basın toplantısı öncesi sağlık kontrolünden geçirilmesi görüntüsünde yer aldığım; Amerikada yaşadığım; Aksaray’da basılan Nur Konağı’nın bana ait üç katlı villa olduğu; bu villada birçok içi boş gizli para kasası bulunduğu; bir silah ele geçirildiği; babamın “örgütün” İngiltere imamı olduğu ve ikimiz için tutuklama kararı bulunduğu gibi birçok iddia tırnak içine dahi alınmayarak verilmiş.

Diğer medya bültenlerinde ise haber farklı bilgilerle süslenmiş. Örneğin, Show Haber baskına ana haber bülteninde yer vermiş. Haber klibinde görüleceği üzere benim ve babamın resimleri evde arama yapan polis görüntüsünün üzerine yerleştirilmiş. Aranan dairelerin “gizemli” olduğu vurgulanan videoda, arama sonucunda “gizli eşyalar, bölmeler, sırları da tek tek ortaya çıkardığı” ifade ediliyor. Aynı haberde, Gülen’in yanından ayrılmadığım ve Amerika’da yaşadığım da iddia ediliyor. Akşam gazetesi ise aynı haberi “Gülen’in sağ kolu paraları alıp kaçmış!” olarak yayınladı. Haberbedava haber sitesi ise ilk defa kameralara Gülen’in rahatsızlandığı bir röportajında yakalandığımı iddia etmiş; kim olduğum konusu henüz “sis perdesiyle örtülü” imiş; Twitter hesabımdaki Türkiye’yi uluslararası basına kötülemeye çalışan paylaşımlarım özellikle dikkat çekiyormuş. Haber10 sitesi ise, tam anlaşılmamış olabilir düşüncesiyle, sağ kolu olduğum iddia edilen kişinin “terörist başı” olduğunu başlığında vurgulamış. Hakikat Perver ise haberi “FETO’nun kasa zulasi patladildi” başlığı ile duyurmuş.

Haberde ismim, babamın Ömer Keleş olması ve Aksaraylı olmam dışında neredeyse herşey yalan. Gülenin ne sağ ne de sol koluyum. Hizmet hareketinde etkili ya da yetkili birisi değilim. Amerika’da hiç yaşamadım. Doğma büyüme, Londralıyım. Darbe gecesi ve sonrası Londra’daydım. Dolayısıyla Gülen’in yanındaki sırtı kameraya dönük siyah saçlı kişinin şahsım olması mümkün değil. Kameraya ilk defa Gülen’in yanında “yakalanmadım”. Bilakis YouTube’da kendi adıma bir kanalım var. Orda da görüleceği üzere 2008’den bu yana pek çok kayıtlı konuşmamla beraber birçok televizyon ve radyo kanalına demeç verdim. Gizemli veya esrarengiz bir kişiliğe sahip değilim. Sosyal medyada aktif olan, kimliğini ve düşüncesini açıkça ifade eden, birçok çevre tarafından bilinen (buna Londra’daki Türk topluluğu dahil), kendisine ait blog websitesi olan birisiyim. Bunun ötesinde, İngiltere’de hukuk alanında lisans ve yüksek lisans yaptım. Gerekli eğitimlere devam ederek mahkeme avukatı (Barrister) ünvanı kazandım. 2015’ten beri insan hakları konusunda doktora yapıyorum.

Polis baskını yapılan bina, villa değil, beş daireli bir apartmandır. Bana değil, babama aittir. Benim Türkiye’de taşınır ya da taşınmaz hiçbir mal varlığım olmadı. Bu binayı babam yaşları hayli ilerlemiş dedelerim, babaannem ve anneannem için yaklaşık yirmi yıl önce inşa ettirdi. Evlatları olarak ahir ömürlerinde rahat etmelerini, huzurlu yaşamalarını istemişti. Bina üç kat ve beş daireden müteşekkil: anne ve baba tarafındaki dedem ve ninem icim birer daire; bakıcı dairesi; annem ve babam icin bir daire ile misafir dairesi. Kendisi İngiltere’de yaşamasına rağmen, bakıcılar vasıtasıyla babam büyüklerine en iyi şekilde bakmaya gayret etti. Türkiye’ye gittiğinde hizmetlerini bu yerde kendisi gördü. Buraya yakın, dedelerimin yürüyerek gittikleri Diyanete ait mahale camiisini, bir arkadaşıyla beraber, sıfırdan inşa ettirdi. Ben en son 2013 yılında dedemin rahatsızlanması üzerine Aksaray’a gittim. Bu ziyaretimden kısa bir süre sonra dedem vefat etti. Şu an, bu büyüklerimizden sadece babaannem hayatta. Bu bina yaşlılarımız düşünülerek yapıldığından, dinimizde yaşları ilerlemiş olanların yüzlerine aksettiği söylenen nurlara istinaden “Nur Konağı” ismi verilmişti.

Kasalara gelecek olursak. Babam binayı yaptırırken her bir daireye birer küçük duvar kasası ile kendi dairesine bir tane fazladan kasa koydurdu. Beş dairede bulunan kasalar bunlardır. Dairelerde yaşayan aile büyüklerimiz bu kasaları kullandılar. Harçlıklarını ve varsa altın vesaire gibi eşyalarını kasada muhafaza ettiler. Şu anda içleri boş çünkü orda yaşayan dört yaşlı insandan üçü vefat etti. Bulunan silah ise babamın ruhsatlı silahıdır ve Türkiye’de varlıklı bir ailenin evinde bulunması son derece doğaldır. Burası, “gizemli” veya “gizli eşyaları” veya “bölmeleri” olan bir yer asla değildir. Bilakis tam tersi; bu evde şimdiye dek birçok AK Partili devlet ricali de misafir edildi.

Babamın İngiltere imamı olduğu fazlasıyla komik bir iddiadır. Babamın bırakın “Hizmet’in imamı” olması, Hizmet sempatizanı bile değildir. Zira babam Hizmete karşı daima eleştirel bakmış ve bana rağmen hep mesafeli olmuştur. Son beş senedir Hizmet’in sohbetlerine ya da himmet programlarına dahi gitmemiştir. Babam cami cemaati olarak geçmişten beri hangi gruba ait olduğuna bakmadan birçok camiye yardımlar yapmıştır. Buna Londra’da bulunan Süleymaniye, Aziziye, Mevlana ve Diyanet camilerinin yöneticileri şahittir. Yakın zamanda Londra Hornsey semtinde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığının yaptırdığı camiye maddi destek olmakla kalmayıp yaşlı haliyle gidip bizzat orda çalışmıştır. Babam Londra Türk toplumu içerisinde tanınan ve düşünceleri bilinen birisidir. En yakın arkadaşları AK Parti’nin İngiltere kolu olan UETD’de görev yapmış kişilerdir. Hizmete karşı harekete geçtiği dönem dahil babam hep ve hala AK Partiye oy vermiştir. Babam her ne koşulda olursa olsun hükümetle ters düşmemek gerektiği düşüncesindedir. Bu konuda ne ben onu ikna etmeyi başardım ne de o beni ikna etme gayretinden vazgeçti.

Hakikat bu iken, babam ve ailem, hiç alakaları yokken, sırf benim Hizmet ile alakalı, yer yer, yazıyor ve konuşuyor olduğumdan dolayı hedef haline getirilmişlerdir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.